Thread Rating:
  • 0 Vote(s) - 0 Average
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Nuh'un gemisi
#1



Hz. NUH(A.S.)



Nuh (a.s.), Kur'an-ı Kerim'de ve Hz. Peygamber'in hadislerinde mühim bir mevki işgal eder. Çeşitli vesilelerle ismi Kur'an'da 43 kere geçer. Meşhur Tufan do-laysıyla insanlığın "ikinci babası" kabul edilmiştir. Nuh (a.ş.) İslâm'a göre Kitab-ı Mukaddes bilgisinin aksine bir peygamberdir; hem de "ülü'1-azm" peygamberler­den biridir.[1] Kur'an-ı Kerim'in 28 ayetten müteşekkil 71'inci suresi Nuh Suresi adını taşır.

Nuh (a.s.)'un ismi etrafında pek çok esatir meydana gelmiş ve bunlar İslami eserlere de sızmıştır. Aslında Kur'an-ı Kerim'in ayetleri ve aynı konuya ait sahih hadisler bilgi olarak bize kafidir. Bunların dışında kalanlara ihtiyaç yoktur. Nuh (a.s.)'la ilgili yüzlerce sayfadan mürekkeb bilgilerden bir kısmını bazı başlıklar al­tında toplayıp görelim:[2]


1. Nuh (A.S.)'un Ağaç Dikmesi:



Nuh (a.s.) yıllarca kavmini doğru yola çağırdı. Fakat onlar gerçekleri kabule ya­naşmadılar. Bunun üzerine Allah, Nuh'a bir ağaç dikmesini emretti. Nuh emredi­len ağacı dikti. Ağaç büyüyerek her tarafa yayıldı. Allah kırk yıl sonra gemisini yapmak üzere, ağacı kesmesini Nuh'a emretti. [3]


2. Nuh (A.S.) Gemiyi Kaç Yılda Yaptı?



Selman el-Farisİ'den rivayete göre Nuh (a.s.) gemisini 400 yılda yaptı. Gemi ya­pımında kullanılan Hind ardıcı ağacı 40 yılda büyüdü. Ağacın uzunluğu 30 arşım buldu (Arşın, parmak uçlarından enseye kadar olan yerdir). Nuh, gemisini Cenab-ı Hakk'm irşad ve vahyi ile yaptı. [4]


3. Nuh (A.S.)'un Gemisi Kaç Katlı İdi?



Nuh'un gemisi üç katlı olarak inşa edilmişti; alt kat yabani, yırtıcı ve âdi hay­vanlara, orta kat insanlara, üst kat da kuşlara tahsis edilmişti. [5]


4. Nuh (A.S.) Gemiyi Nerede Yaptı?



İbn Abbas'tan gelen bir rivayete göre Nuh (a.s.) gemisini "buz" dağında yapma­ya başlamıştı. Tufan da orada belirdi. [6]


5. Geminin Şekli:



Cenab-ı Hakk Nuh (a.s.)'a, gemisini Hind ardıcı ağacından, eğrice ve devrek bir şekilde yapmasını, içinden ve dışından ziftle sıvamasını... gemide pencere kabilin­den bir delik açmasını emreti. Nuh (a.s.) Allah'ın emrine uygun olarak geminin ya­pımını tamamladı. Yapımı tamamlanan gemi, baş ve arka kısmıyla bir horozu, gövdesi ile de bir kuşu andırıyordu. [7]


6. Geminin Ebadı:



Buna ait bilgiler muhteliftir:

a) Uzunluğu 80, eni 50, yüksekliği 30 arşın idi;

b) Uzunluğu 300, eni 50, yüksekliği 30 arşm idi (bazı rivayetlerde bu ölçülerin Nuh'un büyük babasının arşınına göre hesap edildiği tasrih edilmiştir);

c) Uzunluğu 1200, eni 600 arşın idi (Bu rivayetlerde geminin yüksekliği hakkın­da bilgi yoktur). [8]


7. Gemiye Binenlerin Sayısı:



Buna dair olan rivayetler de çeşitli rakamlar ihtiva ederler:

a) Nuh (a.s.) gemisine üç oğlu ile onların eşlerini ve kendi eşini bindirdi. Oğul­larının adları: Yafes, Ham ve Şam'dır. Ham gemide iken eşi ile münasebette bulun­du. Bunun üzerine babası O'na soyunun değişmesiyle beddua etti. Tufan'dan son­ra O, Sudan'a geldi ve zencilerin atası oldu. Gemide bulunanların sayısı (yedi) kişi idi.

b) Nuh (a.s.)'un gemisinde ancak, Nuh kendisi, eşi, sonra üç oğlu ile onların eş­leri yani topu bir arada (sekiz) kişi bulunuyordu.

c) Ham, Sam, Yafes adlı üç oğlu ile onların ailelerini ve kendisine iman etmiş olan altı kişiyi gemiye aldı ki, tamamı on kişi eder (bazı rivayetlerde de, bu altı ki­şiden başka Nuh'un kendi oğulları, gelinleri ve Nuh'un kendisi dahil olmak üzere on üç kişi kaydı vardır).

d) Nuh (a.s.)'un gemisine binenler-kadmlar hariç- on kişidir.

e) İbn Abbas'tan nakle göre, Nuh'un gemisinde kendisiyle beraber 80 kişi vardı. Bu 80 kişi içinden oğulları Ham, Yafes, Samla onların eşleri olan gelinleri de vardı. Bunlardan başka Şit oğullarından kendisine iman etmiş olan 73 kişiyi de gemiye al­dı ki hepsi bir arada seksen kişi eder. [9]


8. Gemiye İlk Önce Ve En Sonra Alınan Hayvanlar:



Yine İbn Abbas'tah rivayete göre, Nuh'un ilk önce gemiye aldığı hayvan(yani canlı) karınca, en son aldığı da merkeb (eşek) dir. Eşek gemiye alınırken göğsü ge­minin içine girdiğinde, İblis kuyruğuna yapıştığı için eşeğin ayağı yerden kalkmı­yordu. Nuh: "-Yazıklar olsun sana! Gir." diye sesleniyordu. Eşek yerinden kalkı­yorsa da gemiye giremiyordu. Bunun üzerine Nuh (a.s.):

"-Şeytan yanında olsa da gir!" diye seslendi (ibn Abbas: Bu söz, Nuh'un ağzın­dan yanlışlıkla çıkmış bir sözdür" der). Nuh (a.s.) bunu söyleyince Şeytan eşeği ko­yuverdi. Böylece eşek ve onunla birlikte İblis de gemiye girdi; Nuh İblis1! gemide görünce: .

"- Ey Allah düşmanı! Gemiden çık." dediğinde İblis:

"- Beni gemiye almaktan başka çare yoktur, alacaksın!" diye cevap verdi. Riva­yete göre İblis geminin güvertesinde bulunuyordu. [10]


9. Domuzun Yaratılması:



Rivayete göre gemide hayvan tezekleri çoğalınca Allah Nuh (a.s.)'a:

"- Sen filin kuyruğunu çimdikleyerek sık!" diye vahyetti. Nuh (a.s.) filin kuyru­ğunu çimdikliyerek sıkınca, kuyruktan birer tane erkek ve dişi domuz düştü. On­lar gemideki tezekleri yemeğe başladılar... [11]


10. Kedinin Yaratılması:



Fareler dişleriyle geminin ağaçlarını kemirerek delmeğe başlayınca Allah Nuh'a, arslanm iki gözü arasına vurmasını ilhametti. Bunun üzerine arslanın bu­run deliğinden erkek ve dişi olmak üzere iki kedi çıktı. Onlar farelere saldırdılar. Böylece gemi farelerin istilasından kurtuldu. [12]


11. Karga Ve Güvencinin Gemiden Salınması:



Havarilerin isteği üzerine Hz. İsa Allah'a dua etti. Ve Nuh'un oğlu dirildi. Hz. îsa, Ham'dan:

"-Nuh (a.s.) memleketlerin su altında kaldığım nasıl bildi?" diye sorduğunda Ham:

"-Nuh, haber almak üzere kargayı gönderdi. Karga bir leş görerek ona takılıp kaldı. Nuh kargaya korkak olmakla beddua etti. Bundan dolayı karga evlere alış­mıyor. Nuh bundan sonra güvercini gönderdi. Güvercin gagasıyla tutarak zeytin dalı getirdi. Nuh bundan, yeryüzünde suyun azalmış olduğunu anladı. Bunun üzerine onun boynuna yeşil halka geçirdi. Hakkında hayır duada bulunarak emni­yet içinde yaşamasını ve insanlara alışmasını diledi".[13]


12. Sular Dağların Üzerine Ne Kadar Yükseldi?



Tevrat ehlinin anlattıklarına göre sular, dağların üzerinden onbeş arşın yüksel­di. Allah'ın yarattıklarından canlı olan herşey ve ağaçlar mahvoldu. 'Ancak Nuh ve O'nunla birlikte gemide bulunanlar -ve Tevrat ehlinin anlattıklarına göre - ancak Ûc b. Anak sağ kaldı. [14]


13. Tennur Kimin İdi?



Bir ayet-i kerimede: "Nihayet emrimiz gelip de fırın kaynadığı zaman..." (Hud,l 1 / 40) buyruluyor. Bu "fırın kaynaması", yapılmış olan geminin yükselmesi ve hareke­tine işaret manası taşıyor. Acaba -yeri, rengi, şekli, büyüklüğü bizce meçhul olan -bu fırın kime aittir?

El-Hasen'den'rivayete göre, bu Tennur (fırın) taşdan yapılmış olup Havva'ya aitti. Sonradan Nuh'un mülküne geçmişti. [15]


14. Tennur Nerede İdi?



Rivayetler bize çeşitli yerler gösteriyor:

a) Küfe tarafında idi;

b) Küfe mescidinin yerinde idi;

c) Samda "Aynül-Verdan" denilen yerde idi;

d) Hind taraflarında idi. [16]


15. Hz. Nuh'un Tufan'dan Sonra Kurduğu Şehir:



Sular yeryüzünden çekilinceye kadar Nuh (a.s.) gemide kaldı. Gemi, altıncı ayın onyedi'sinde Cudi dağı üzerindeki "Karda" adını taşıyan yerde durdu. Nuh, orada bir köy kurarak buna "Semanın" (Seksen) adını verdi. Çünkü bu köyde, ken­disine iman eden ve sayıları sekseni bulan müminlerden her biri için birer ev yapıl­mıştı. Bu köy halen "Semanin" adını taşımaktadır. [17]


16. Tufan Hakkında Bir Şehadet:



İbn Abbas'tan rivayete göre Havariler Meryem oğlu İsa'ya: "Sen bize Nuh'un gemisinde bulunanlardan birini göndersen de bize bu geminin halini anlatsa" de­diklerinde, Hz. İsa onlarla birlikte ilerledi. Onlar topraktan bir tepeye vardılar. Hz. İsa topraktan bir avuç alarak onlardan: "Bu nedir biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar: "Hayır bilmiyoruz, Allah ile O'nun elçisi bilir" cevabında bulundular. Hz. İsa: "Bu Ham'm kabridir." dedikten sonra tepeye sopayla vurdu. Ve: "Allah'ın iz­niyle yerinden kalk! "dedi. Bunun üzerine biri başındaki topraklan silkerek ayağa kalktı. O, ihtiyarlamıştı. Hz. İsa O'ndan : "Sen ölürken böyle ihtiyar miydin?" diye sorduğunda O: "Hayır ben genç yaşımda iken ölmüştüm.-fakat kıyamet koptu zannettim; kıyamet korkusundan saçlarım ağardı " cevabında bulundu. Bundan sonra Ham, Nuh (a.s.)'un gemisinin ebadı, katları, muhteviyatı v.s. hakkında bilgi verdi. Havariler Hz. İsa'ya : "Ey Allah elçisi Ham bizimle birlikte ailelerimize gide­rek orada otursun. Ve bize bu olup bitenleri anlatsın" dediklerinde, Hz. İsa: "Yiye­ceği olmayan kimse nasıl sizin arkanızdan gitsin?" cevabında bulundu. Ham'a da: "Allah'ın izniyle yerine dön!" dedi. Ham da eskisi gibi toprak olup gitti. [18]


17. Nuh Tufan'inda Bir Anne Ve Oğlu:


Hz. Aişe'den rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.) kendisine şöyle demiştir:

"Yüce Allah Nuh kavminin (İmansızlarından) her hangi birini esirgemiş olsaydı, küçük ço­cuğun anasına acımış olurdu" buyurdu... Nuh geminin yapımını bitirdikten sonra (Allah'ın bir harikası olarak) tennur kaynamağa başladı. Sokaklarda sular çoğaldı. Anne yavrusunun hayatından korkmağa başladı. Çünkü çocuğunu çok seviyordu. Kadın dağa çıkmak istedi. Sular dağın üçte birine kadar yükseldi. Sular oraya da geldiğinde kadın daha da yukarıya çıktı. Fakat su dağın üçte ikisine kadar yüksel­di. Su oraya kadar geldiğinde kadın dağın tepesine çıktı. Sular boyuna kadar yük­seldiği için kadın çocuğunu eliyle daha yukarı kaldırdı. Nihayet sular çocuğu gö­türdü. [19]


18. Yafes Ve Ye'cüc- Me'cüc:



Vahb İbn Münebbih'den rivayete göre; Sam İbn Nuh, Araplarla Fars ve Rum'ların atasıdir; Ham, Sudanlıların; Yafes, Türk ve Ye'cüc - Me'cüc'lerin arası­dır. Ye'cüc ve Me'cüc'ler Türk'lerin amcalarının oğullarıdır.

Said İbn Müseyyeb'den aynı anlamda bir rivayet daha vardır: "Nuh'un üç oğlu, onlardan herbirinin de üçer oğlu vardır. Nuh'un oğulları Sam, Ham ve Yafes adla­rında idi. Arap, Fars ve Rum, Şam'ın oğulları olup her biri hayırlıdır. Yafes'in oğul­lan Türk, Saklep, Ye'cüc ve Me'cüc olup, bunlardan hiç birinde hayır yoktur. Ham'ın oğullan Kıpti, Sudan'lı ve Berberi'lerdir".

Nuh (a.s.) ve O'nun soyuyla ilgili çok zengin sayabileceğimiz rivayet ve haber­lere malikiz. Yalnız konu ile ilgili merviyat bir hayli gerçek dışı ve şüpheli şeyleri de ihtiva etmektedir. Bu arada Ehl-i Kitap'a ait olanlar da epeyce bir yekûn tutmaktadir[20].

Aşağıda bir nebze temas edeceğimiz gibi tefsir ve diğer islami eserlerde yer al­mış Nuh'la ilgili o kadar çok şey vardır ki bunların hemen tamamı Tevrat'a daya­nır. Cenab-i Hak tarafından Kur'an-ı Kerim'de belki defalarca tahrif edildiği, bozul­duğu zalim kişilerin eliyle ilahi hüviyetten sıyrıldığı bildirilen Tevrat'a ve onun şerhlerine dayanır. Eğer konunun uzaması endişesi olmasaydı bunları sayıp dök­mek mümkündü. Rivayetlerden bir kısmının tahlili şöyle özetlenebilir:

1) Nuh'un gemi yapımında kullandığı ağaçların yetiştirilmesi, kaç yılda yetişti­rildiği, gemi yapımının kaç yılda tamamlandığı, ebadı, biçimi, ziftle sıvanması ve benzeri şeyler Tevrat'a ait bilgilerdir'[21].

2) Keza gemi yapımında kullanılan kerestenin cinsi, geminin katlarına nelerin yerleştirilmiş olduğu da Kitab-ı Mukaddes'e ait olan bilgilerden derlenmiştir.[22]

3) Tennur'un kime ait olduğu, yeri vesair hakkında söylenenlerin ekseriyeti de

israiliyattır. [23]

4) Gemiye binenlerin sayısı, kimlikleri; hayvanlar ve onların çeşitleri hakkında söylenenlerin hemen tamamı da israiliyattır. Hele, hangi hayvanın Önce, hangisi­nin sonra gemiye alındığı; İblisle merkep arasında geçtiği söylenen kuyruk tutma ve benzeri şeyler tamamıyla israili haberlerdir. Bunları sayıp dökmenin hiç bir ge­reği yoktur. [24]

5) "Nuh (a.s.) gemiye bindiği zaman altı yüz yaşında idi; bundan sonra 350 yıl yaşadı" tarzındaki rivayet Tevrat'dan alınmıştır ve Kur'an'da bildirilen gerçeklere aykırıdır. Zira Kur'an'ı Kerim Hz. Nuh'un kavmi içinde, peygamber oluşundan Tu-fan'a kadar 950 sene kaldığını ifade eder (el-Ankebut, 29/14.). Tufandan sonra kaç

yıl yaşadığım ise sadece Allah bilir. [25]

6) Hz. Nuh'un oğullarından birisi gemiye binmemişdi. Babası ona: "Oğulcağızım gel bizim yanımıza sen de bin, kafirlerden olma!" dedi. O babasına şu cevabı verdi: "Bir dağa sığınırım, o da beni sudan korur "[26].

Dikbaşlı ve saygıSız biri olduğu anlaşılan Hz. Nuh'un bu oğlunun "zina" mah­sulü olduğu veya hanımının başka kocasından üvey oğlu olduğu yolunda da riva­yetler vardır (et-Taberi, Tefsir, XII, 49-53). Bunlar gayr-i sahih ve batıl rivayetler­dir. [27] Zira Kur'an-ı Kerim onun Nuh'un öz oğlu olduğunu söylüyor (Hud,ll/42-45). Bu konuda başka söze lüzum yoktur. Bir peygamberin hanımına "zina" isnad edilmesi İse ancak zındıkların uydurması ve inancı olabilir. [28]

Gemiye binmeyi reddeden Nuh (a.s.)'un oğlunun, Tufan öncesi camdan bir sal yaptığı, Tufan olayının vukuunda bununla kurtulmayı düşündüğü yolundaki riva­yetler de israiliyattandır. [29]

7) Gemide kaç kişi vardı, bunların Nuh'a olan yakınlığı ne idi, adları nelerdi, gi­bi bir çok tafsilat vardır: 7 kişi idiler, 8 idiler, 10 idiler, 13 idiler 80 kişi idiler; Nuh'un kendisi vardı, oğulları vardı, gelinleri vardı; hanımlar hariç şu kadar idi­ler...

Bunları tesbit İmkansızdır; söylenenler "karanlığa taş atma, delilsiz ve mesned-siz konuşma"dan öteye geçmez. Hem faydasız hem de lüzumsuzdur. Eğer bunla­rın sayıca bilinmesinde, isimlerinin tesbitinde bir fayda olsaydı Allah veya O'nun elçisi bildirirdi. Bildirmediğine göre kurcalamakta ne gibi bir kazanç olabilir?

Bu rivayetler içerisinde bir de: "Gemide olanlar sadece Nuh'a karabeti olan kimselerdi. " anlamında olanı vardır ki, bu, açıkça Kur'an'a zıtlık demektir. Zira ayette

"... Aileni ve iman edenleri gemiye bindir!" buyruluyor (Hud, 11/40). Demek ki gemi­ye binenler Nuh, hanımı, oğullan ve gelinlerinden ibaret değildir. [30]

8) Bir kısım rivayetlerde Hz. Nuh'un gemiye, eti yenen hayvanlardan 7'şer çift, yenmeyenlerden ise 2'şer çift aldığı söylenir. Tamamı ile Tevrat'a dayanan bu ha­ber Kur'an-ı Kerim'in: "Her birinden (her bir Nev'inden erkek ve dişi) ikişer çifti geminin İçineyükle" mealinde olan ayetine muhaliftir (Hud, ll/40) [31].

9) İbn Abbas'a varan bazı haberlere göre Hz. Nuh Allah'ın emri üzere gemiye ahijmaları gerekenleri almca, gemide bulunanlardan bir kısmı: "Gemide aslan var­ken biz nasıl rahat edebiliriz" yollu konuşmalarla endişelerini izhar edince, Allah aslana hummayı musallat etti. Ve böylece de aslan yeryüzünde ilk hummaya tutu­lan canlı varlık oldu[32]

İbn Ebi Hatim'in tefsirine aldığı bu rivayet mürseldir (İbn Kesir, EI-Bidaye, 1,111).

10) Tufan esnasında suyun en yüksek dağlan ne ölçüde aştığına ait olan riva­yetler de tamamen Tevrat'a dayanır;'[33] ve suyun dağlan ne Ölçüde aştığı bizi ilgi­lendirmez. Bunu bilmek ilmimizi artırmaz; bilmemek de eksiklik sayılmaz. [34]

11) Bazı haberlerde Nuh ve O'nunla birlikte gemide bulunanların, yemek artık­ları ve daneli şeyler yedikleri, hububatı öğüttükleri; bu hububatı gemi içinde uzun zaman karanlıkta kaldıkları için güneşin gözlerine zarar vermemesi için, sürme ta­şı ile sürme yapıp gözlerine ilaç maksadıyla sürdükleri yolunda beyanlar vardır. Bunlar, tamamıyla asılsız, mesnedsiz, cühelanın itibar ettiği asla itimada şayan ol­mayan israili haberlerdir. [35]

12) Tufan günlerinde boğulduğu ileri sürülen anne-oğula ait haber, Hz. Pey-gamber'e nisbet edilmiş bir hadistir. Hadisin ravilerinden olan Musa İbn Yakup, hakkında söz edilmiş bir şahıstır. İbn Main'in "sika" saydığı bu şahsa en-Nevevi; "kavi değildir"; İbn Medini ise: "zayıftır, münkerü'1-ha diştir" demiştir. [36]

Hakimin Müstedrek'inde hadisi "sahih" olarak nitelemesine karşılık ez-Zehebî isnadının "muzlim" olduğunu ileri sürmüş ve sözü geçen, ravi Musa İbn Yakub'u hiç ehemmiyete almamıştır (ez~Zehebi, Mizanü'l-İtidal, IV, 475; İbn Hacer, Tehzi-bü't-Tehzib, XI431; Tefsirü'l Menar, XII, 79).

Hadis için "garib" tabirini kullanan İbn Kesir (Tefsir, III, 555; el-Bidaye, I, 114) hadise konu olan kıssanın Kabu'l-Ahbar, Mücahid ve daha bir çok kişilerden de ri­vayet edildiğini kaydettikden sonra: "Bu hadise en fazla yakışan şeyimin mevkuf olması (yani Hz. peygamber'e ait olmaması) ve Kabu'l-Ahbar veya onunla aynı pa­ralelde olan birinden menkul olmasıdır"der. [37] Buna göre hadis veya diğer bir ifade ile Nuh Tufan'ı esnasında boğulduğu söylenen ana-oğul'a ait haber israiliyyat-tandır.

13) Gemide hayvan tezekleri çoğalınca domuzun, fareler çoğalıp gemiyi delme­ye kalkınca da kedinin yaratıldığı yolundaki haberler de keza israiliyattandır.[38]

14) Masallara konu olacak çapta tarif ve tasvir edilen Ûc İbn Unuk (veya Anak) isimli dev (veya dev yapılı adam da) rivayetlere göre Hz. Nuh'dan önce vardı ve Tufan'da ölmedi. Ta Hz. Musa zamanına kadar yaşadı. Bu, inatçı, kafir ve zalim bi­ri idi. Anası Adem kızı Anak idi. Bunu zina mahsulü olarak dünyaya getirmişti. Boyu çok uzun olduğu için okyanusların dibinden balığı tutar ve bu avları güneşin gözünde (merkezinde) kızartırdı. Bu adam gemide olan Hz. Nuh'a :" Bu küçük ça­nak nedir, neye yarar? " gibi sözler söyleyerek onunla alay ederdi (et-Taberi, Tef­sir, XII, 37 ; Tarih, 1/1, 264; İbn Kuteybe, Te'vilü Muhtelifi'l-Hadis, s.278-79, 286; el-Kamil, I, 72).

Cenab-ı Hakk Tufan münasebetiyle, Tufan'ın meydana geldiği alanda hiç bir canlı bırakmamıştı; her şey ölmüştü (eş-Şû'ara, 26/120). O halde, baştan sona ka­dar bir masal olan bu Ûc İbn Unuk'la ilgili rivayetler nasıl olur da kitaplara geçer? Bu yalanlara, bu akıl, mantık ve iz'an dışı şeylere nasıl itibar edilir? Allah'ın "ülü'l-azm" den

olan yüce bir peygamberinin oğlu Tufan'da boğulur da bu Ûc îbn Unuk nasıl sağ kalır?

Tam bir kâHr ve azgın olan bu muhayyel şahıs için bir de "veled-i zina" yalanı ortaya atılmıştır. Bunun annesi Hz. Adem'in kızıdır. Bu nasıl ve neye istinaden söylenebilir?

Ûc'un boyunun "3.333" zira olduğu da söylenmiştir. Sahih hadislerde "Ebu'l-Beşer" Hz. Adem'in bpyu jçin "60" zira ifadesi geçer[39]. Bu Allah düşmanının boyu için verilen rakamlar bu hadislere de aykırıdır.

Öyle görünüyor ki bu haber, Ehl-i Kitab'ın peygamber ve Allah düşmanı facir ve zındıkları tarafından ortaya atılmış bir yalandan ibarettir. [40]

15) Havarilerin talebi üzerine, Hz. İsa'nın bir mucizesi olarak Nuh'un oğlu Şam'ın dirilmesiyle ilgili haberler de israiliyyattandır. [41]

16) Yeryüzünden suların çekilip-çekilmediğini anlamak üzere Nuh (a.s.)'un ön­ce kargayı (Tevrat tercemelerinde "kuzgun" olarak geçer), arkasından da güvercini göndermesi; birine hayır duada, ötekine de bedduada bulunmasıyla ilgili rivayet­ler de israiliyyattır ve bazı cümleler aynen Tevrat'ta geçmektedir. [42]

17) Bir rivayette, oğullarından birinin yıkanırken Nuh (a.s.)'a baktığı ve babasının beddusası ile zenci olduğu mukayyerdir ki, bu da zayıftır ve itimada şayan değildir.[43]

18) Ye'cüc- Me'cüc ve Türklerin Yafes'iri oğullan olduğu veya Ye'cüc-Me'cüc'ün Türklerin amca oğullan olduğu ve bunlardan hayır olmadığı yolundaki haberler de itimada şayan bulunmamıştır.! [44]

19) Bir kısım rivayetlerde Nuh (a.s.)'un kabrinin halen bulunduğu yer belirtil­miştir. İslam tarihinin çok meşhur bazı şahsiyetleri vardır ki, bize çok yakın bir ma­zide yaşadıkları halde onların nerede medfun olduğu bilinmez. Buna rağmen ara­da binlerce- belki onbinlerce- sene olduğu halde Nuh (a.s.)'un kabrinin yeri bellidir. Ve rivayete göre kabir, Lübnan dağındadır. Müdekkikler bu kabrin, Hicrî yedinci yüzyılda meydana getirildiğini ve Hz. Nuh'la alakasının bulunmadığını belirtmişlerdir. [45]
Reply


[-]
Quick Reply
Message
Type your reply to this message here.

Human Verification
Please tick the checkbox that you see below. This process is used to prevent automated spam bots.

Forum Jump:


Users browsing this thread: 1 Guest(s)

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping